Kahve falının tarihi, çok eski tarihlerden günümüze devam etmektedir. Keyifli sohbetlere eşlik eden kahveler, afiyetle içildikten sonra kişinin geçmişinden geleceğe derin detayları yansıtmak üzere niyetlenilip kapatılır. Fincan iyice soğuduktan sonra 6. hislerine güvenen sezgileri güçlü bir falcı tarafından açılır. Fal ustası, fincanın içerisinde gördüğü şekilleri, sezgileri doğrultusunda bazı nesnelere ve canlılara benzeterek yorumlarda bulunulur.

 Kahve falı hem geçmişi hem geleceği haber veren bir faldır. Olacak olaylar konusunda, fincan sahibi kimseyi bilgilendirip uyarılarda bulunur. Kahve falı bakan sezgileri güçlü insanlar, gelecek ile ilgili öngörülerde bulunarak fal baktıran kişileri gelecek durumlara karşı yönlendirir. Kahve falının en büyük özelliği, içilen lezzetli bir Türk kahvesinin ardından âdeta büyüleyici bir ritüel olmasıdır. Kahve falı, kahve falı bakacak kişinin yetenekleri, sezgileri doğrultusunda anlam kazanır. Marifet telvede değil, telveyi şekillere dökecek fal ustasındadır.

Türk Kahvesi; tarihsel olarak Osmanlı döneminde, 1517 yılında Yavuz Sultan Selim dönemimde Osmanlı saraylarında içilmeye başlanan özel bir kahve kültürü olarak Türk mutfağındaki yerini almıştır. Bu doğrultuda kahve falının da ilk kez Osmanlı Saraylarında ortaya çıktığı bilinmektedir. Türk kahvesi daha sonraları Bosna, Orta Doğu ve Balkanlara arsından da dünyanın pek çok yerine yayılmış bir kahve kültürü haline gelmiş, Sezgileri güçlü falcılar tarafından bir görü aracı olarak kullanılmıştır.